21 Şubat 2011 Pazartesi

TESBİH



Bir çok dinde yalnızca bir zikir vasıtası olan tesbih,müslüman türklerde ayrıca bir sanat dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkler yalnız tesbihleri değil inanç dünyasının bütün yapı,araç ve gereçlerini bedii zevkleri ile bezemiş bu sayedede sanat dünyasına fevkâlede güzel, hünerlive zevkli eserler sunmuşlardır. Türklerin geliştirdikleri sanatlardan biri olan tesbih sanatı özellikle osmanlı döneminde gelişmiş ve 19. yy da doruk  noktasına ulaşmıştır. Bu dönemde istanbul’da yapılan tesbihlerin ünü her tarafa yayılmıştı. Öyle ki, islam dünyasının çeşitli bölegelerinden kapalı çarşıya gelenler olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Sanat eseri olarak tesbih: nadir ve güzel taşlardan veya rengi kokusu güzel ağaçlardan,ve doğal malzemelerden yapılmış sanat eseri olma özelliğini işçilği ve malzemesi ile kanıtlamıştır. İslam dünyasında en çok rövanşta olan ve osmanlı döneminde yaygınlaşan kehribar ve sıkma kehribar tesbihler ile;sıkma kehribarın bir düşük kalitesi olan katalin’den (bağa) tesbihin yanı sıra kıymetli objelerin yapımındada kullanılmıştır. Günümüzde iran kehribarı yada katalin diye yapılıp,satılan tesbihlerin eski çubuk yada objelerden kesilip yapılan tesbih yada objeler haricindekilerin tamamı yapay,sentetik malzemeden veya polyesterden üretilen tesbihlerdir. Katalin tesbihte  tıpkı kehribar tesbihte olduğu gibi koku ve kül çekme özelliği mevcuttur. Katalin yakıldığı zaman erimez,keskin bir iyot kokusu verir. Polyester ise yakıldığında erir ve kötü bir koku salgılar. Koleksiyonumdaki bu tesbihler kesinlikle en az 100 yıl evvel üretilen ve menşei doğu almanya olan  malzemelerden yapılmış olup,pek çoğu çok eski kemane  torna işçiliği ile üretilmiştir. Bu bakımdan tesbih severlerin,tesbihin işçiliğinin yanı sıra malzemesinede dikkat ederek tesbih almalarını tavsiye ediyorum. 




Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder